İhracatçılar Açısından En Riskli Ödeme Yöntemi: AÇIK HESAP

Peki buna rağmen, tahsilat riski taşıyan açık hesap yöntemi neden tercih edilmektedir?

Dış ticaretle uğraşan firmalar, özellikle yoğun rekabetin olduğu sektörlerde bazen kendileri için risk oluşturabilecek ödeme yöntemlerini seçmektedir.
‘Ben şu vadeyi vermezsem, rakibim verecektir ve müşteriyi kaybederim.’ düşüncesi…

Veya;

Rakiplerim arasından sıyrılmak için, daha esnek ödeme yöntemlerini seçmek zorundayım. Bu inanç, rekabetin yoğun olduğu sektörleri, açık hesap çalışmaya itebilmektedir.

Bunlara ek olarak güvene dayalı ticari ilişkiler de yine ‘parasını tahsil edebilme garantisi olmayan satış yöntemlerini’ seçmeye sebep olabilmektedir.

‘Nasılsa bu firma önceki ödemelerini zamanında yapmıştı? Bu sefer de yapar.’ düşüncesi…

Veya;

Yıllardır tanıdığım, bildiğim, çalıştığım firma yahu, zamanında öderler. Bu inanç, güvene dayalı yapılan ticaretin en yaygın göstergeleridir.

Evet, açık hesap çalışmak ihracatçılar için en riskli ödeme yöntemidir. Buna rağmen bugüne kadar tercih edilen yollardan birisi olmuştur, olmaya da devam edecektir. Açık hesap çalışmaktan kasıt, vadeli satışlar yaparak, anlaşılan vade süresinde ödemenin yapılacağı beklentisi sistemi kurmaktır. Ve haliyle ciddi bir tahsilat riski barındırmaktadır. Buna mal mukabili ödeme de denmektedir. Yani ihracatçı ürünleri gönderir. Anlaşılan vade süresinde ödemeyi bekler. Yurt dışındaki müşterisine bir nevi kredi açar. Vade süresi dolmasına rağmen gelmeyen ödemeler ise, firmaların nakit akışında ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Ve domino etkisi gösterir. Dolayısıyla beraberinde pek çok diğer sorun da gündeme gelebilir.

  • Panik halde yöneticilerin yanlış kararlar vermesi,
  • Tedarikçilere yapılan ödemelerin gecikmesi,
  • Firmanın kredi skorunda bozulmalar, bu gibi diğer sorunların sadece birkaçı.

Vadeli satışlar, eğer ihracat yapan firmanın yurt dışındaki aynı müşterisine düzenli şekilde mal/hizmet temini ile şekilleniyorsa, genelde bu iki firma arasında bir cari hesap tutularak ilerlenmektedir. Yurt dışındaki müşteri, ihracatçı firmaya belirli aralıklarda ödemeler yapmakta ve fakat bazı durumlarda yapılan satış bedeli ile gelen ödemeler arasında uyuşmazlıklar olabilmektedir. Yani düzensiz ödemeler maalesef sıkça gözlemlenebilir.

Bu sebeple açık hesap çalışan ihracatçı bir firmanın, her bir yurt ışı müşterisi ile olan cari hesabını düzenli olarak kontrol etmesi ve kesilen faturalara ilişkin gelen ödemelerin vade süresinde ödendiğinden emin olması için sıkı takip etmesi büyük önem taşımaktadır.

Bazen de döviz gelirinin cazibesine kapılabilirsiniz. İhracatçı firmalar teklif, sipariş ve satış aşamalarındaki çok önemli adımları atlayabilmektedir. Örneğin yurt dışındaki firmayla ilgili araştırma yapmak.

‘Ben yurt dışındaki yeni müşteri adayının web sitesine baktım, gayet iyi bir firmaya benziyor’ düşüncesi…

Veya;

‘Firma sahipleri Türkiye’ye geldiklerinde tanışmıştım, çok düzgün kişiler.’ kanısı, yurt dışındaki firmayla ilgili daha somut ve doğru bilgiler edinmeye yönelik araştırmaları gölgeleyebiliyor.

Hâlbuki, risk yönetim hizmetleri kapsamında verilen uluslararası araştırma ve raporlar, yabancı firmalar hakkında daha detaylı bilgiler sunabiliyor. Böylece en azından açık hesap çalışmak durumunda kalan ihracatçı firmalar, ne kadar kredi açabileceklerini ve riske girmeye göze aldıkları ticaret hacmini belirleyip, daha sağlıklı kararlar alabiliyor.

Hızlı ürün/hizmet teslimi gerektiren bazı sektörlerde de müşteri ile sözleşme yapmak veya ek belgeler istemek gibi araçlar lüks görülebilmektedir.

‘Bizim sektör, yurt dışındaki müşteriye sözleşme sunarak zaman kaybetmeyi kaldırmaz.’ düşüncesi…

Veya;

‘Ben yurt dışındaki müşterimden vergi levhasını veya ticaret sicil belgesini istersem, alınabilir, vazgeçebilir’ korkusu da, ilerde daha büyük zaman kayıplarına ve zararlara yol açabilecek sonuçlar doğurabilir.

Bu sebeple, açık hesap/vadeli satışların kaçınılmaz görüldüğü durumlarda bile riskleri azaltmaya yönelik tedbirler almalısınız. Bu durum ihracatları için büyük önem taşımaktadır. Yurt dışındaki alacakların gecikmeye başlaması durumunda uluslararası alacak yönetim şirketlerinden profesyonel destek almalısınız. Tahsili geciken yurt dışı alacaklarının mahkeme öncesi uzlaşma aşamasında tahsil edilmesine yönelik uzmanlaşmış uluslararası tahsilat ajansları;

  • Etkin,
  • Risksiz,
  • Hızlı çözümler sunmaktadır.

Yurt dışında bulunan borçlunun ülkesinde alacak yönetim sürecini işler. İhracatçının hesabına tahsilatın gerçekleşmesini sağlayan bu aracı danışmanlık şirketlerinin de köklü, itibarlı ve güvenilir olmasına dikkat etmelisiniz.

Gelelim, görece daha az riskli olan diğer ödeme yöntemlerine. Tahsilat riskine göre sırasıyla gidecek olursak;

1-Açık hesap/Vadeli Satış/Mal Mukabili = İhracatçılar için neden en riskli ödeme yöntemi

2-Vesaik Mukabili = Bankalar burada ödemeyi garanti etmez. Ama kolaylaştırıcı rol üstlenir ve vesaiklerin (gümrükten ürünü çekebilmek için gereken belgelerin) tahsilattan sonra temini koşulu koyar. Yurtdışındaki müşteri ödeme yapmadığında veya ürünleri çekmediğinde, risk barındırır çünkü bankalar sorumluluk almaz.

3-Akreditif = Banka kanalıyla ödemenin garanti edildiği yöntemdir. Akreditif koşul ve şartlarına uyulduğu sürece riski azdır.

4-Peşin Ödeme = İhracatçılar için neden en risksiz ve avantajlı ödeme yöntemidir.

 

Ayşe Burcu ARSLAN DEMİRTAŞ

Genel Müdür | ARS Danışmanlık

Kategori: Blog
Önceki yazı
Yurt Dışında Tahsilat Yolları ve Alacak Çözümleri
Sonraki yazı
Türkiye’de Tahsilat ve Kadın